Çocukların büyüyüp gelişmeleri için en temel ihtiyaçlarından biri harekettir. Hareket; çocuğun kendi vücudunu ve çevresini tanıyabilmesi, kaslarının çalışması ve güçlenmesi için gereklidir. Hareket, çocukların beyin gelişimi için de çok önemlidir. Zihinsel gelişim, sadece hareketsiz bilişsel aktivitelerle desteklenemez. Hareket gelişimi, gelişimin bütün alanları ile doğrudan ilişkilidir ve çocuklar için temel bir ihtiyaçtır. Çocukların yaşlarına uygun düzeyde koşmaya, zıplamaya, bazen de kendi yeterliliğini gösterebileceği cesur aktivitelere ihtiyacı vardır. Yeterince hareket etmesine imkan tanınmayan ya da engellenen çocuk bu ihtiyacını gidermek için her yolu deneyecektir. Hareket etmek, çocukların en temel ihtiyacı olduğu gibi aynı zamanda hakkıdır. Çocukların hareket ihtiyaçları her yaşta farklılık göstermektedir. Çocukların hareket etme, aktif olma yetileri ile dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunun sıkça karıştırıldığı gözlemlenmektedir. Toplum içerisinde yaygın bir söylem olarak hareketli olan çocuklar için “hiperaktif” ifadesi kullanılmaktadır. Oysa her hareketli çocuk hiperaktif değildir, aslında büyük kısmı değildir. Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (DEHB), nörogelişimsel bir bozukluktur. Çocuk psikiyatristleri tarafından tamamlanan psikiyatrik bir problemdir. Öğretmenler, psikolojik danışmanlar ve psikologlar çocukların dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu ile ilgili tanılanma sürecinde öngörüde bulunup yönlendirme rolü üstlenebilirler. Ancak bu problemi tanılama yetkisine sahip değildirler.
Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu, bebeklikten itibaren belirti gösteren gelişimsel bir problemdir. Bu bozuklukta büyük oranda genetik faktörlerin etkisi olmakla birlikte, doğum ve doğum sonrası süreçlerin de etkisi vardır. Tanı koyma sürecinde gelişimsel öykünün uzman hekim ile tamamen paylaşılması önemlidir.
Okul Öncesi Dönemde Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu Belirtileri
- Ebeveynlerden alınan öykülerde dehb’li çocukların bebeklik döneminde; uyku problemi yaşayan, beslenmeye karşı dirençli, sakinleştirilmesi güç olan bebekler olduğu yönünde bilgiler vardır.
- 2-3 yaşta keşif sürecinde oyuncaklar ile aktif şekilde oynamada sorunlar yaşayabilirler.
- Akranlarıyla etkileşimde uyum ve dikkat sürdürme konusunda zorluk yaşayabilirler.
- Hızlı hareket ettikleri için kendilerini tehlikelerden koruma noktasında yetersiz kalabilirler. Yaralanmalar, kazalar sıkça görülebilir.
- Verilen yönergeleri anlamada ve uygulamada güçlük yaşayabilirler.
- İsteklerine ulaşma konusunda aşırı ısrarcı oldukları görülebilir.
- Akranlarına göre daha fazla korku geliştirme ve bu korkuyu sürdürme problemi yaşayabilirler.
- Sosyal ortam kurallarına uymada belirgin şekilde güçlük yaşadıkları gözlemlenebilir.
- Genel olarak huzursuz ruh hali ve ağlamaları sıkça gözlemlenebilir.
- Yeni durumlara uyum sağlamakta ve organize olmakta güçlük yaşayabilirler.
Okul öncesi dönemde çocukların uzun süre dikkatlerini sürdürememeleri, hareketli olmaları gelişimsel süreçlerinin bir parçasıdır. Ancak bazı durumlarda bu davranışlar sorunun belirtisi de olabilir. Bu durumun sorun olup olmadığını ayırt edebilmek için ilk belirtileri gözlemledikten sonra tanı ve tedavi için adım atılmalıdır. Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu yaşayan çocukların problemleri yaş ilerledikçe artış gösterecektir. Okul öncesi dönem bu konuda adım atılması için çok ideal bir zamandır. Problemin kontrol altına alınması çocuğun ileride karşılaşması muhtemel sorunları minimuma indirecektir. Özellikle akademik anlamda yaşanan güçlükler, ileride sosyal yaşantıda da problemlere yol açacaktır. Nörogelişimsel bir bozukluk olan DEHB, ilerleyen yaşlarda psikososyal sorunları da yanında getirerek çocuk için yaşantıyı zorlaştırabilmektedir. Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunda erken tanılama sürecinde; çocuk psikiyatri hekimi, okul ve aile iş birliği tedavide yol almayı kolaylaştırmaktadır.
Ebeveynlere Öneriler
- Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu yaşayan çocuklar, yüksek enerjiye sahiptirler. Hareket ihtiyaçlarını kontrollü şekilde gidermeleri amacıyla sportif faaliyetlere yönlendirmek faydalı olabilir.
- Ekran temasının fazla olması dehb yaşayan çocukların semptomlarını artırabilir. Bu nedenle ekran teması çocukların yaşıyla uyumlu olacak şekilde sınırlandırılmalıdır.
- Bütün çocuklarda olduğu gibi dehb yaşayan çocuklarda da beslenme alışkanlıkları oldukça önemlidir. Zararlı kimyasalların ve şekerin yoğun olduğu abur cubur benzeri atıştırmalıklar çocukların problemlerini tetiklemektedir.
- Dehb yaşayan çocuklar, odaklanmakta ve organize olmakta sorun yaşadıkları için yetişkinler onlara yönlendirici olabilirler. Kuralların ve sınırların net olması, bunların önceden bildirilmiş olması gerekmektedir.
- Rutinlerin varlığı, dehb yaşayan çocukların sakin kalmalarına yardımcı olabilir. Uykuya hazırlık, kişisel temizlik, yemek yeme gibi süreçlerde belirli rutinlerin olması bu çocukların uyum sağlama becerisini geliştirmeye yardımcı olacaktır.
Bunlar ebeveynler için önemli birer hatırlatma olsa da dehb için tek başına tedavi edici yanının olmadığı unutulmamalıdır. Ebeveynler, kaygılanmadan çocukları için iyi birer gözlemci olup, ihtiyaç duydukları durumlarda tanı ve tedavi için adım atmaktan çekinmemelidirler. Bu adım, çocuğun geleceği için yapılan en kıymetli yatırımlardan birisidir. Çocukların sağlıklı birer yetişkin olarak hayatlarına devam edebilmeleri için okul öncesi dönemde atılacak her adım çok kıymetlidir.
Yorum yazın
Email adresiniz yayınlanmayacaktır. Tüm alanları doldurunuz.